Günaydın! Bugün sizlere, koleksiyonuma en son katılan allığımı anlatacağım. Tabii ki hikayesiyle birlikte. :)
Raflardan kaldırıldığını duyduğum NARS Douceur'ü aramadığım yer kalmadı (kör göz, badem göz olur ya) ve maalesef bulamadım. Pembe pembe durmayan ama şeftali de olmayan allık arayışlarım sürdü ve arkadaşlarım Anıl ve Gözde'nin tavsiyeleri ve gece gece Whatsapp üzerinden gönderdikleri allık görselleri, beni Hourglass Mood Exposure'a itti.
Hourglass markası bildiğiniz gibi ülkemizde satılmıyor. Ben bu ürüne, iş seyahati için İngiltere'ye giden bir arkadaşım vasıtasıyla ulaştım ancak markanın ürünlerini satın almak isteyenler için, buraya ve şuraya iki güvenli Instagram hesabı bırakıyorum.
İçerik durumlarıyla ne ilgi, ne de bilgi bakımından haşır neşir olmadığımdan detaylara inemeyeceğim ancak bu konuda hassas olanlar için kutunun arkasını paylaşmak istedim.
Hourglass Ambient Lighting allıklar; markanın ses getiren pudralarının, renk pigmentleriyle harmanlanması sonucu ortaya çıkmış. Yani allığın yüzeyinde gördüğünüz renk farklılıklarının sebebi bu. Mood Exposure allık için konuşuyorum; açık görünen kısımlar Hourglass Mood Light pudra ve koyu görünen kısımlar ise allığa renk katan açık mürdüm/kahve pigmentler.
Mood Exposure, çok pigmentli bir allık. Fırçayı dokundurmamla renk vermesi bir oluyor. Ben tozutma problemi yaşamıyorum. Bunun sebebi, fırçamı allık üzerinde çevirmeden, yalnızca dokundurarak ürün yüklemesi yapmam olabilir.
Sürümü yumuşacık ve sim ya da benzeri bir partikül içermeden, aydınlık ve ışıl ışıl bir görünüm veriyor. Yani pudrayla harmanlanmış olması sizi korkutmasın, kesinlikle pudra pudra, mat bir bitişi yok. Doku olarak ise şu ana kadar kullandığım en yumuşak, hatta pamuksu allıklardan biri.
Renk ilk bakışta açık mürdüm gibi dursa da, tenimle birleştiği an daha çok toprak tonlarında görünüyor. Yanaklarıma değen Mood Exposure'ı; içinde mürdümlük de bulunan kahve/gül kurusu olarak tanımlayabilirim. Kendine, içinde ufacık da olsa pembelik kırıntısı bulunmayan hiçbir allığı yakıştıramayan biri olarak, hem kahve, hem mürdüm, hem de pembelik barındıran bu allığı sevdim. Hem beyaz tende, hem de yazın bronzlaşınca kullanmak için, herşeyle uyum sağlayan çok joker bir renk. Kırmızı, şeftali, pembe, kahve, nude… Her türlü ruja ve göz makyajına yakışıyor. Yanaklarıma 'photoshoplu gibi' dağılıyor. Yani, sanki fondoten fırçasıyla başlangıç yerlerini düzeltmişim ya da photoshopla yanaklarımı bulanıklaştırmışım gibi. Yüzümde allığın başlangıç yerini göremiyorum. O kadar güzel bütünleşiyor tenle.
Allıklarını, pudra serisinden kat kat başarılı bulduğum Hourglass, bu allıklar için 4,2 gr'lık küçük birer kutu biçmiş. Avuç içine sığan, minik, sade ama şık paketini beğendiğimi söyleyebilirim.
Fondoten üzerinde kalıcılığı ise benim yüzümde epey başarılı. 5-6 saat kadar kendini belli eden Mood Exposure, sonrasında yavaş yavaş uçmaya başlıyor ancak asla hiç uygulanmamış gibi sönüp gitmiyor ve etkisini yitirirken parça parça olmuyor.
Kesinlikle şu ana kadar denediğim en başarılı allıklardan biri olan Mood Exposure'ı makyajımda kullanacağım sabahlarda, yüzüme sürmek için resmen sabırsızlanıyorum. Bu, her allıkta olan bir şey değil.
Serinin diğer renklerini bilemiyorum ancak Mood Exposure doku, renk ve sürüm olarak gerçekten harika. Kendime güzel bir allık alayım diyenler mutlaka bu serinin renklerine de bir baksın derim.
Bildiğim kadarıyla Instagram hesaplarında 120-130 TL civarında satılıyor ki bence ürünün tek eksisi uçuk fiyatı. Bu allık serisine uygun fiyatlı muadil olarak gösterilen Max Factor Creme Puff allıklar var ancak o seri de ülkemizde yok.
İşte böyle. Siz Hourglass ürünleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Sevgiler!