Instantly Ageless cilt tarafından hızla emilerek kırışıklıkların görünümünü azaltır. Özellikle esnekliğini kaybetmiş bölgeleri hedefler, göz bölgesinde görülür derecede düzelmiş bir cilt tonu sağlar ve cildin sarkmasını engeller. Kullanıcılar saniyeler içinde etkili sonuçlar alabilirler.
Instantly Ageless serbest radikallerle savaşan bir bileşime sahip olup cildi çevresel etmenlerden koruyarak yaşlanma karşıtı teknolojisinin önde gelen ürünlerinden biridir.
Instantly Ageless serbest radikallerle savaşan bir bileşime sahip olup cildi çevresel etmenlerden koruyarak yaşlanma karşıtı teknolojisinin önde gelen ürünlerinden biridir.
Neredeyse her şeyin açıkta yaşandığı dünyamızda en fazla merak uyandıran konulardan biri gizli örgütler. Bu tip örgütlere yönelik şüpheler ve komplo teorileri bitmek bilmez. Çünkü dışarıya kapalılar ve üyeleri açıkça bilinmiyor. Yapılanma, katı kurallara ve güçlü bir hiyerarşiye bağlı. Localar veya hücreler halindeki organizasyonda herkes herkesi tanımıyor. Seçilerek alınan üyeler bile belirli kademeye gelmeden tüm öğretilere ve ‘sır’lara erişemiyor. Bilinenlerin açıklanmayacağına dair çok katı yeminler var. Üyeler birbirinin kardeşi sayılıyor ve aralarında özel semboller kullanıyorlar.
Neredeyse her şeyin açıkta yaşandığı dünyamızda en fazla merak uyandıran konulardan biri gizli örgütler. Bu tip örgütlere yönelik şüpheler ve komplo teorileri bitmek bilmez. Çünkü dışarıya kapalılar ve üyeleri açıkça bilinmiyor. Yapılanma, katı kurallara ve güçlü bir hiyerarşiye bağlı. Localar veya hücreler halindeki organizasyonda herkes herkesi tanımıyor. Seçilerek alınan üyeler bile belirli kademeye gelmeden tüm öğretilere ve ‘sır’lara erişemiyor. Bilinenlerin açıklanmayacağına dair çok katı yeminler var. Üyeler birbirinin kardeşi sayılıyor ve aralarında özel semboller kullanıyorlar.
Suikastçılığa adını veren topluluk: HAŞHAŞİLER
Bu topluluk esasında gizli bir örgüt değil, Şiiliğin bir alt kolu. Hasan Sabbah ve onun takipçileri, 1090’dan itibaren, İran’daki Alamut Kalesi ve çevresinde egemenlik kurdular. Civardaki güçlü devletlere karşı siyasi cinayetlerle etkili olmaya çalıştılar. Bunlardan en sarsıcı olanı, Selçuklu Devleti’nin meşhur veziri Nizam-ül Mülk’ün öldürülmesi oldu. Sahte kimlikler edinip uzun süreli ilişkilerle önemli kişilerin yakın çevresine sızıyorlardı. Topladıkları istihbaratı kentlerdeki aracılarla merkeze aktarıyor, imamlarından gelen emirlere göre hareket ediyorlardı. Fedailer, öyle söylendiği gibi haşhaş çeken, kafası dumanlı katiller asla değildi, hiyerarşik bir örgütün soğukkanlı ve uzman üyeleriydiler. Hareket 13. yüzyılda din dışı niteliklerinden uzaklaştı; günümüze 15 milyon kişilik bir Şii mezhebi olarak ulaştı. ‘Haşhaşiler’in ünü daha ziyade Batı üzerinden yayıldı. Hatta Batı dillerindeki ‘assasin’ (katil) kelimesi, ‘haşhaşin’ kelimesinden türetildi.
Kralı ürküten dindarlar: SAINT-SACREMENT CEMİYETİ
Dindar Hıristiyanlardan oluşan bu cemaat 1627’de Fransa’da kuruldu. Üyelerini aristokratlar ve üst düzey din adamlarından seçip birbirlerine ‘birader’ diyorlardı. Kendini dine adamak için karısından boşanan Dük Henri de Levis’in yolunu takip edenler, kısa zamanda toplumda etkili olmaya başladı. XIV. Louis cemaatin faaliyetlerini sınırladı. Bu cemiyetin en güçlü muhaliflerinden biri de Molière idi. Saint-Sacrement Cemiyeti tüm bu baskılara karşı, takipçileri için iç tüzüğünde “Kutsal Kâse’de gizlenen İsa’yı örnek alarak olabildiğince kendini gizli tutacaktır” diyordu. Ama bu gizlilik çabaları, cemiyetin kralın emriyle 1666’da dağıtılmasını önleyemedi.
Din hizmetkârları mı kutsal mafya mı? OPUS DEI
26 yaşında, henüz mesleğinin başındaki İspanyol rahip Josemaria Escriva, 1928’de ‘kendisine gelen bir ilham’ üzerine ‘Opus Dei’ (Tanrı’nın İşi / Tanrı’nın Eseri) isimli bir örgüt kurmaya karar verdi. Din adamı olmayanların da Hıristiyan dinine uygun bir yaşam sürmelerini amaçlayan Opus Dei, doğrudan bir kilise kurumu değildi. Az sayıdaki seçilmiş rahip, her meslekten kişileri eğitecek; onlar da diğerlerine dindar Katolik Hıristiyanlar olmaları için yol gösterecekti. Bugün dünya genelinde yaklaşık 94.000 Opus Dei üyesi var. Pek çok yarı-gizli örgüt gibi Opus Dei de suçlamalara uğramıştır. Bunların başında İspanya’da asker-diktatör Franco rejimine verdiği açık destek gelir. Bir diğer eleştiri de örgütün az sayıda ama etkili kişiyle Vatikan’da büyük nüfuz sahibi olması. Opus Dei’nin en sert karşıtları, onu ‘kutsal mafya’ olmakla itham ediyor.
Fransız Devrimi’ni onlar mı yaptı? İLLUMİNATİ
Para transferinin kutsanmış hali: TAPINAK ŞÖVALYELERİ
İdeal toplumu kurma projesi: GÜL-HAÇ KARDEŞLİĞİ
Her şey ustanın ölümüyle başladı: MASONLUK
Neredeyse her şeyin açıkta yaşandığı dünyamızda en fazla merak uyandıran konulardan biri gizli örgütler. Bu tip örgütlere yönelik şüpheler ve komplo teorileri bitmek bilmez. Çünkü dışarıya kapalılar ve üyeleri açıkça bilinmiyor. Yapılanma, katı kurallara ve güçlü bir hiyerarşiye bağlı. Localar veya hücreler halindeki organizasyonda herkes herkesi tanımıyor. Seçilerek alınan üyeler bile belirli kademeye gelmeden tüm öğretilere ve ‘sır’lara erişemiyor. Bilinenlerin açıklanmayacağına dair çok katı yeminler var. Üyeler birbirinin kardeşi sayılıyor ve aralarında özel semboller kullanıyorlar.
Suikastçılığa adını veren topluluk: HAŞHAŞİLER
Bu topluluk esasında gizli bir örgüt değil, Şiiliğin bir alt kolu. Hasan Sabbah ve onun takipçileri, 1090’dan itibaren, İran’daki Alamut Kalesi ve çevresinde egemenlik kurdular. Civardaki güçlü devletlere karşı siyasi cinayetlerle etkili olmaya çalıştılar. Bunlardan en sarsıcı olanı, Selçuklu Devleti’nin meşhur veziri Nizam-ül Mülk’ün öldürülmesi oldu. Sahte kimlikler edinip uzun süreli ilişkilerle önemli kişilerin yakın çevresine sızıyorlardı. Topladıkları istihbaratı kentlerdeki aracılarla merkeze aktarıyor, imamlarından gelen emirlere göre hareket ediyorlardı. Fedailer, öyle söylendiği gibi haşhaş çeken, kafası dumanlı katiller asla değildi, hiyerarşik bir örgütün soğukkanlı ve uzman üyeleriydiler. Hareket 13. yüzyılda din dışı niteliklerinden uzaklaştı; günümüze 15 milyon kişilik bir Şii mezhebi olarak ulaştı. ‘Haşhaşiler’in ünü daha ziyade Batı üzerinden yayıldı. Hatta Batı dillerindeki ‘assasin’ (katil) kelimesi, ‘haşhaşin’ kelimesinden türetildi.
Kralı ürküten dindarlar: SAINT-SACREMENT CEMİYETİ
Dindar Hıristiyanlardan oluşan bu cemaat 1627’de Fransa’da kuruldu. Üyelerini aristokratlar ve üst düzey din adamlarından seçip birbirlerine ‘birader’ diyorlardı. Kendini dine adamak için karısından boşanan Dük Henri de Levis’in yolunu takip edenler, kısa zamanda toplumda etkili olmaya başladı. XIV. Louis cemaatin faaliyetlerini sınırladı. Bu cemiyetin en güçlü muhaliflerinden biri de Molière idi. Saint-Sacrement Cemiyeti tüm bu baskılara karşı, takipçileri için iç tüzüğünde “Kutsal Kâse’de gizlenen İsa’yı örnek alarak olabildiğince kendini gizli tutacaktır” diyordu. Ama bu gizlilik çabaları, cemiyetin kralın emriyle 1666’da dağıtılmasını önleyemedi.
Din hizmetkârları mı kutsal mafya mı? OPUS DEI
26 yaşında, henüz mesleğinin başındaki İspanyol rahip Josemaria Escriva, 1928’de ‘kendisine gelen bir ilham’ üzerine ‘Opus Dei’ (Tanrı’nın İşi / Tanrı’nın Eseri) isimli bir örgüt kurmaya karar verdi. Din adamı olmayanların da Hıristiyan dinine uygun bir yaşam sürmelerini amaçlayan Opus Dei, doğrudan bir kilise kurumu değildi. Az sayıdaki seçilmiş rahip, her meslekten kişileri eğitecek; onlar da diğerlerine dindar Katolik Hıristiyanlar olmaları için yol gösterecekti. Bugün dünya genelinde yaklaşık 94.000 Opus Dei üyesi var. Pek çok yarı-gizli örgüt gibi Opus Dei de suçlamalara uğramıştır. Bunların başında İspanya’da asker-diktatör Franco rejimine verdiği açık destek gelir. Bir diğer eleştiri de örgütün az sayıda ama etkili kişiyle Vatikan’da büyük nüfuz sahibi olması. Opus Dei’nin en sert karşıtları, onu ‘kutsal mafya’ olmakla itham ediyor.
Fransız Devrimi’ni onlar mı yaptı? İLLUMİNATİ
Günümüzde internet dünyasının en popüler gizli örgütü, İlluminati olsa gerek. Aslında Dan Brown romanlarında yer alan bu örgütün hâlâ var olduğuna dair bir kanıt yok. Örgütün varlığına dair ilk bilgiler 1776’yı işaret ediyor. İlluminati (Aydınlanmışlar), her türlü kilise dogmasına karşı çıkan az sayıda üyeden oluşuyordu. Hareketin merkezi Almanya’da Bavyera’ydı ve kurucusu filozof Adam Weishaupt idi. Ona atfedilen bir düşünceye göre ‘hükümdarlar ve uluslar yeryüzünden silinecek’ti. Bu doğrultuda, özellikle masonlar içinden elit bir kadro oluşturmaya çalıştılar. Sayıları 2000’e ulaşan İlluminatiler, 1784’te açığa çıkınca yönetimin hışmına uğradılar ve ortalıktan çekildiler. Ne var ki sadece birkaç yıl sonra Fransız Devrimi’nin gerçekleşmesi, komplo teorisyenlerine muazzam bir fırsat sundu; onlara göre olup bitenler tam da İlluminatilerin görüşleri doğrultusundaydı. Öte yandan gizli olduğu varsayılan İlluminati, 20. yüzyılda romanların uyandırdığı ilgiyle abartılı bir popüler kültür unsuruna dönüştü. Amerikan Doları üzerindeki ‘piramit tepesindeki göz’ başta olmak üzere pek çok (aslında masonik olan) sembol İlluminati’ye atfedildi. Bunun da ötesinde, İlluminati’nin ‘Yeni Dünya Düzeni’ başlığı altındaki gizli örgütlere ilham verdiğine inanılıyor. Bugün filmlerden bilgisayar oyunlarına, Lady Gaga veya Rihanna’nın videolarına kadar sayısız malzemede, tüm dünyayı yönettiğine inanılan İlluminati’ye göndermeler var.
Para transferinin kutsanmış hali: TAPINAK ŞÖVALYELERİ
Tapınak Şövalyeleri, 1119 civarında Kudüs’e giden Hıristiyan hacıları korumak amacıyla kurulmuş bir dini-askeri tarikat. Kudüs’te Hz. Süleyman tarafından yaptırılan Kutsal Mabet’in çevresine yerleştiler. Kudüs’e hem bağışları hem de hacıların parasını güvenle aktarma görevini üstlenerek bir tür banka sistemi kurdular. Zamanla yoksulluğun yerini bağışlardan gelen muazzam bir malvarlığı aldı. Ancak Papalık, çok ciddi bir finansal gücü yöneten Tapınakçıları cinsel ve dini sapkınlık, Müslümanlarla / Haşhaşilerle işbirliği gibi suçlamalarla yasaklattı. 1300’lerin başlarında Fransa’daki taraftarları idam edildi; hatta bazıları yakıldı. İddiaya göre şövalyeler, Hz. İsa ve İncil hakkında öğrendikleri ‘gerçekleri’ açıklama tehdidiyle Papalık üzerinden nüfuz sahibi olmuşlardı.
İdeal toplumu kurma projesi: GÜL-HAÇ KARDEŞLİĞİ
Anlatılanlara göre 1378’de dünyaya gelen bir Alman, yani Christian Rozenkreutz (Tr: Gül-haç), manastır eğitiminin sonrasında Yemen’den Fas’a kadar dört bir diyarı dolaşmış, gizli simya ilmini öğrenmişti. Christian Rozenkreutz büyük gezisinden döndüğünde sıra iyi eğitimli kişilerden oluşan bir cemaat kurmaya gelmişti. Ama sadece sekiz ‘görünmez’ öğrenci yetiştirdi. Çünkü toplum henüz onun öğretilerine hazır değildi. Pek çok çağdaş araştırmacıya göre Rozenkreutz, 1610’lu yıllarda beliren Gül-Haç Kardeşliği’nin kurguladığı hayali bir kişilik. Örgüt büyüyle bilgiyi, dinle reformu, hatta devrimci fikirleri harmanlıyordu. Bir tür ‘modern büyücü’ sayılabilecek ‘magus’lara göre simya sayesinde cıva maddesi, efsanevi Felsefe Taşı’na dönüştürülebilir; yenilikçi düşüncelerle ideal bir toplum inşa edilebilirdi.
Her şey ustanın ölümüyle başladı: MASONLUK
Belki de her şey bir cinayetle; Hz. Süleyman devrinde (MÖ 971-931) inşa edilen Kutsal Mabet’in başmimarının ortadan kaybolmasıyla başladı. Üç kalfa, kendilerine meslek sırlarını açıklamayı reddeden ustaları Hiram Abif’i duvarcı aletleriyle öldürmüştü. Büyük Usta ser (baş) vermiş, sır vermemişti. Çünkü vakti gelmedikçe, ustalık sırları kalfalara açıklanmazdı.
‘Mason’, Batı dillerinde ‘duvar ustası’ demek. Ortaçağ Avrupa’sında esnaf ve çiftçiler feodal bir beye bağlıyken mabetlerin ve sarayların taş işlemelerini yapan duvar ustaları, engellenmeden şehirden şehre gitme hakkına sahipti. Ayrıca vasıfsız inşaat işçilerinin aralarına sızmasını önlemekte hayli titizdiler. Bunun için özel şifreleri vardı. Bu gezgin ustalar, serbestliğin ve sırları korumanın sembolüydü sanki. Masonluk, hızlı bir yükselişe geçti. ABD’nin kuruluşunda ve Fransız Devrimi’nde etkileri görüldü. Bunlara bilim, hukuk, sanat ve iş dünyasından pek çok ismi eklemek gerekir.
Masonluğa yönelik en yaygın suçlamalar, din karşıtlığı, kral/hükümet aleyhindeki komplolarda yer almak ve üyelerine haksız yardım sağlamak...
Günümüzde tüm dünyada 5 milyon kadar mason olduğu tahmin ediliyor. Mason ritüellerinin çeşitliliğine rağmen bazı genel standartlar var: Masonluğa kabul edilen bir kişinin önünde büyük ustalığa doğru giden 33 kademe bulunuyor. Her üye, en az yedi kişiden oluşan bir locaya, tüm localar Büyük Loca’ya ve tepedeki Üstad-ı Azam’a bağlı.Farklı localardan olup şahsen tanışmayanlar ortak semboller ve parolalar aracılığıyla birbirlerinin mason olduğunu anlayabiliyor. En çok bilinen mason sembolleriyse gönye, pergel, cetvel, çekiç, şakul, mala, kılıç, anahtar, üçgen, piramit, ışık saçan güneş, G harfi, üç nokta, önlük ve kuşak.
Mason binalarında zıtlığı temsil eden siyah-beyaz damalı zeminler vardır. Localar ‘hakikat ışığının yükseldiği’ yöne, yani doğuya dönüktür.
MENENGİÇ KAHVESİ ‘’TOZ’’ OLDU
Menengiç kahvesini herkes çok seviyor ama birçok kişi pişirmedeki zorluklardan dolayı yapmak istemiyor. ama toz menengiç kahvesi sayesinde yapmak çok kolaylaştı. ‘’FORMAT DEĞİŞTİ AMA LEZZET DEĞİŞMEDİ’’ Menengiç kahvemiz sıvı halden toz haline gelirken hiçbir değer ve lezzet kaybına uğramadı % 100 DOĞAL YENİ NESİL MENENGİÇ KAHVESİ Toz haline gelen kahvemiz sayesinde her ortamda menengiç kahvesi içebileceğiz.
HIZLI & KOLAY & PRATİK
Türk kahvesi gibi sadece suyu ve toz menengiç kahvesini cezveye koyalım. istege göre şeker ekleyerek kısık ateşte bir taşım kaynatalım. menengiç kahvemiz servise hazır. ( afiyet olsun )
HER ZAMAN İLKLERİ EN İYİLER YAPAR
Türkiye de birçok ilke imza atan Şekeroğlu Baharatçılık menengiç kahvesi piyasasında önemli bir pazar payına sahipti.Yeni nesil menengiç kahvesi sayesinde herkes rahatlıkla tüketebileceği için bu pazar daha da genişleyerek yurt içi ve yurt dışında aranılan bir kahve haline gelecek.
Menengiç kahvesini herkes çok seviyor ama birçok kişi pişirmedeki zorluklardan dolayı yapmak istemiyor. ama toz menengiç kahvesi sayesinde yapmak çok kolaylaştı. ‘’FORMAT DEĞİŞTİ AMA LEZZET DEĞİŞMEDİ’’ Menengiç kahvemiz sıvı halden toz haline gelirken hiçbir değer ve lezzet kaybına uğramadı % 100 DOĞAL YENİ NESİL MENENGİÇ KAHVESİ Toz haline gelen kahvemiz sayesinde her ortamda menengiç kahvesi içebileceğiz.
HIZLI & KOLAY & PRATİK
Türk kahvesi gibi sadece suyu ve toz menengiç kahvesini cezveye koyalım. istege göre şeker ekleyerek kısık ateşte bir taşım kaynatalım. menengiç kahvemiz servise hazır. ( afiyet olsun )
HER ZAMAN İLKLERİ EN İYİLER YAPAR
Türkiye de birçok ilke imza atan Şekeroğlu Baharatçılık menengiç kahvesi piyasasında önemli bir pazar payına sahipti.Yeni nesil menengiç kahvesi sayesinde herkes rahatlıkla tüketebileceği için bu pazar daha da genişleyerek yurt içi ve yurt dışında aranılan bir kahve haline gelecek.
Kansere karşı çok ciddi koruyucu etkileri vardır. Kanserli hücreleri öldürür. Vücuda kuvvet, enerji kazandırmada, kalbe ferahlık vermede, genç ve zinde kalmada çok yararlı bir gıda takviyesidir. Kısırlığın giderilmesinde yardımcıdır. Hafıza ve dikkatı arttırmada etkilidir. Kalp çarpıntısı, nefes darlığı ve baş dönmelerinde, göğüs yumuşatmada, balgam söktürmede yardımcıdır.
Çatlaklara Karşı Ne Yapmalı?
Suna Dumankaya, ani kilo alıp vermekten kaçınmanın önemine vurgu yapıyor: vücuttaki fazla yağların, birden erimesi ile, derinin elastikiyet problemi yaşayarak kendini toplayıp sıkılaşamadığını belirtirken, elastik olmayan deri, birden yağlanmayı da kabul edememektedir. Bu nedenle, çatlakları önlemek için, ani kilo alıp vermekten kaçınmak gerekmektedir.
Suna Dumankaya, çatlakları önlemek için, vücudun elastikiyetini arttırmanın; ve korumanın önemine de değinmektedir. Vücudun elastikiyetini arttırması; ve çatlakları önlemek amacı ile, piyasada satılan, çatlaklara karşı etkili kozmetik ürünlerin kullanılması gerekmektedir. Çatlakları önlemek için çok dar giysiler giymekten de kaçınmak gerekmektedir. Dar giysiler giymek, vücuttaki kan dolaşımını yavaşlatır; ve oksijen alışverişini zorlaştıracağından dolayı, derinin yeterince beslenememesine neden olur; ve deformasyon durumu ortaya çıkar
Suna Dumankaya Çatlak Giderici Krem Tarifi
Suna Dumankaya, el çatlamaları; ve ayak çatlamaları için, çatlak giderici krem önerisinde bulunmaktadır. Suna Dumankaya tarafından önerilen çatlak giderici kremin malzemeleri şu şekildedir: 25 gram bal mumu, 150 gram ceviz yağı… Suna Dumankaya tarafından malzemeleri belirtilmiş olan karışım bir kap içerisinde hazırlanır; benmari usulü eritilir; bir cam kavanoz içerisine konularak saklanır. Ve sonrasında çatlamış eller; ve çatlamış ayaklara uygulanır…
Suna Dumankaya, ani kilo alıp vermekten kaçınmanın önemine vurgu yapıyor: vücuttaki fazla yağların, birden erimesi ile, derinin elastikiyet problemi yaşayarak kendini toplayıp sıkılaşamadığını belirtirken, elastik olmayan deri, birden yağlanmayı da kabul edememektedir. Bu nedenle, çatlakları önlemek için, ani kilo alıp vermekten kaçınmak gerekmektedir.
Suna Dumankaya, çatlakları önlemek için, vücudun elastikiyetini arttırmanın; ve korumanın önemine de değinmektedir. Vücudun elastikiyetini arttırması; ve çatlakları önlemek amacı ile, piyasada satılan, çatlaklara karşı etkili kozmetik ürünlerin kullanılması gerekmektedir. Çatlakları önlemek için çok dar giysiler giymekten de kaçınmak gerekmektedir. Dar giysiler giymek, vücuttaki kan dolaşımını yavaşlatır; ve oksijen alışverişini zorlaştıracağından dolayı, derinin yeterince beslenememesine neden olur; ve deformasyon durumu ortaya çıkar
Suna Dumankaya Çatlak Giderici Krem Tarifi
Suna Dumankaya, el çatlamaları; ve ayak çatlamaları için, çatlak giderici krem önerisinde bulunmaktadır. Suna Dumankaya tarafından önerilen çatlak giderici kremin malzemeleri şu şekildedir: 25 gram bal mumu, 150 gram ceviz yağı… Suna Dumankaya tarafından malzemeleri belirtilmiş olan karışım bir kap içerisinde hazırlanır; benmari usulü eritilir; bir cam kavanoz içerisine konularak saklanır. Ve sonrasında çatlamış eller; ve çatlamış ayaklara uygulanır…
Gün içinde uyku süresinin karın yağlanmasını artırdığını söyleyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Tuba Günebak, karın yağlarını neden veremediğimizi açıkladı...
Günaydın! Bugün sizlere, uzun zamandır severek kullandığım bir üründen bahsedeceğim. Bobbi Brown'ın uzun süre kalıcı krem farlarını benim gözümden görmek isterseniz, yazıyı okumaya devam edebilirsiniz.
Bobbi'nin krem farları, tıpkı markanın jel eyelinerları gibi; cam kavanozla geliyorlar. Her bir kavanozun içerisinde 3,5 gram ürün var.
Ürünün özelliklerinden detaylıca bahsetmek ve bunu, en popüler krem farlardan biri olan MAC Paint Pot'la karşılaştırarak yapmak istiyorum.
Bobbi Brown MAC'e göre hem gramaj, hem de ambalaj açısından küçük olması sebebiyle daha şık ve bitirilebilir geliyor benim gözüme. Bu, gereksiz bir detay olsa da paylaşmak istedim.
Bir diğer konu ise farın yapısı. Bobbi'nin üstündeki Long Wear (uzun süre kalıcı) ibaresi her ne kadar 'Eyvah! Göz kapaklarımda kuru, pütür pütür duracak.' dedirtse de, o incecik ve örtücülüğü/koyuluğu arttırılabilir yapısı sayesinde; yağlı göz kapaklarımda asfalt gibi durmadan, alta far bazı kullanmama gerek bırakmadan tüm gün sabit duruyor. Ürün tek katta hafif renk verirken, ikinci katta tamamen opak oluyor. Ben bazen 3-4 kez üstünden geçerek rengi yoğunlaştırıyorum ve bu şekilde katman katman uygulandığında bile kuru durmuyor.
Tek katta Paint Potlar kadar örtücü olmaması sadece bendeki rengine mi has, bilemiyorum ancak bu durum benim işime geliyor. Bu arada, paint potları altına far bazı uygulamadan kullanamazken (yağlı göz kapaklarım sağolsun) Bobbi'yi tek başına kullanabiliyorum ve garip bir şekilde bu kadar kalıcı olması, çizgilenme yapmamasına rağmen MAC gibi göz kapaklarımı kurutmuyor.
Ben bu ürünü, yapısı sebebiyle en çok yüzük parmağımla uygulamayı seviyorum. Bu şekilde istediğim yoğunlukta renk elde edebiliyorum.
Bendeki renk 17 Malted'ı ise açık sütlü kahve, mocha olarak tanımlayabilirim. Çabucak göz makyajı yapmak istediğimde eyeliner ve bol maskarayla kombinleyerek kullanabildiğim için çok seviyorum.
Renk olarak MAC Painterly kadar kadar kahve ya da pembe olmadığını da eklemek istiyorum. Tüm bunların yanında, benim için far bazı değil, tek başına kullanılıp bol siyah kalemle tamamlanacak bir krem far olduğunu da belirtmeliyim. Sürdüğünüz an sabitlendiği için üzerine toz farlarla göz makyajı yapılabileceğini düşünmüyorum.
Son birkaç aydır neredeyse her göz makyajımda kullandığım bu ürünün diğer renklerine de baktım ancak hiçbiri Malted kadar kolay ve güzel gelmedi gözüme. Siz bu ürün hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu ürünü; Boyner ve Bobbi Brown mağazalarından satın alabileceğiniz gibi, buraya tıklayarak da sipariş edebilirsiniz. Satış fiyatı: 90 TL
Mutlu haftalar. <3
Görkem
Ayaklarda oluşan çatlaklardan kurtulmak için neler yapmalıyız ve topuk çatlakları nasıl önlenir gibi sorularımıza bu yazımızda cevaplar bulabiliriz.
Ayaktaki topuk çatlaklarını önlemek için öncelikle ayakkabımıza dikkat etmemiz gerekiyor.
Giydiğimiz ayakkabının topuk bölgesinin çok fazla kısa olmaması topuğumuzun terliğimizin özelliğle dışarı taşmaması gerekiyor. Banyodan önce ayağımıza kuru şekilde törpü yapmayı tavsiye ediyoruz.
Ayağımızdaki kalınlaşmış deri tabakasını temizleyelim diye. Bundan sonra ayağı güzel bir şekilde nemlendirmemiz gerekiyor.
Nemlendirirken derin nemlendirici içinde üre olan cildin yağ ve su dengesini dengelebilecek şekilde nemlendiriciler kullanmak gerekir.
Ki uzun vadeli bir çözüm yaratsın diye.
Ayağımıza eğer sadece krem sürmek yeterli gelmiyor ise gece sürülmesi tavsiye edilir. Çünkü ayak kremleri gece daha çok etkilidir, daha iyi tedavi edicidir.
Öncelikle kremi sürebiliriz (yoğun nemlendirici).
Daha sonra bir pamuklu çorap giyip, sürülen kremin daha derin olarak orada kalmasını sağlayabilliriz.
Eğer bu da etkili olmuyor ise bir poşet geçirebiliriz ya da bir streç bağlayabiliriz.
Poşet bağladığımızda çorapın üzerinden nemin orda kalmasını sağlayabiliriz. Ama terlemenin aşırı olmasını engelleriz.
Pamuklu çorap teri fazla emeceği için oranın nemli kalmasını sağlayacak ve vücudun kendi nemi ve teri ile orda daha derin nemlenmesini kremin daha da etkili olmasını sağlayacaktır. Bir diğer nokta topuğumuza gelen şokun azaltılması sağlamak lazım.
Bunun içinde topuğu yumuşak bastırıcı topukluklar kullanabiliriz.
Silikon topukluklar olabilir. Plastozat maddeden yapılmış topukluklar olabilir. Topuğu yumuşak basan topukluklar olabilir.
Mutlaka bunlardan bir tanesini kullanmak ayaklarımızı topuklarımızda oluşabilecek çatlaklıkları engelleyecektir.
Topuk Çatlakları Nasıl Önlenir?
Daha çok kuru ciltlerin problemi olan çatlaklar, topuk ve ayak tabanında görülür. Ayakları yıkadıktan sonra kurulamamak, yalınayak gezmek, küçük terlik giymek gibi nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar.
Her banyodan sonra ponzo taşıyla yumuşak hareketlerle ölü deriyi temizleyin. Çatlak bölgeleri, içeriğinde E vitamini ve jojoba yağı bulunan ayak kremleriyle gün boyu sık sık kremleyin. Çatlaklarınız kaybolana dek, sürekli çorap ve kapalı ayakkabı giyin.
Kışa girdiğimiz şu günlerde, çok sık karşılaştığımız topuk çatlamasını önleyici/tedavi edici formüller….
1. Gece yatarken topuklarınıza, ezilmiş bir aspirinle karıştırdığınız vazelini sürüp çorap giyebilirsiniz. Bu sorunu çözen bir yöntem ama uzun süreli kullanımda topuklarda sararmaya yol açıyor.
2. Soğuk suyun içine elma sirkesi koyup yarım saat bekletebilirsiniz.
3. Gül losyonu ile ayağınıza masaj yapmak hem topuklara hem de tırnaklara iyi geliyor.
4. Aynısafa çiçeğinden elde edilen krem, yağ ya da sarı kantoron yağı cildi yenileme özelliğinden dolayı topuklara çok iyi geliyor. Aktarlarda bulabilirsiniz.
5. Topuklarınıza zeytin yağı sürüp, masaj yaptıktan sonra, galoş giyin ve yaklaşık 2 saat bekletin. Ya da aynı işlemi gece yapıp galoşla uyuyun.
6. 1 yemek kaşığı limon, 1 yemek kaşığı gliserini karıştırıp kullanın.
7. Kakao yağı ya da acıbadem yağı da topuklara iyi gelen formüller arasında yer buluyor.
Ayaktaki topuk çatlaklarını önlemek için öncelikle ayakkabımıza dikkat etmemiz gerekiyor.
Giydiğimiz ayakkabının topuk bölgesinin çok fazla kısa olmaması topuğumuzun terliğimizin özelliğle dışarı taşmaması gerekiyor. Banyodan önce ayağımıza kuru şekilde törpü yapmayı tavsiye ediyoruz.
Ayağımızdaki kalınlaşmış deri tabakasını temizleyelim diye. Bundan sonra ayağı güzel bir şekilde nemlendirmemiz gerekiyor.
Nemlendirirken derin nemlendirici içinde üre olan cildin yağ ve su dengesini dengelebilecek şekilde nemlendiriciler kullanmak gerekir.
Ki uzun vadeli bir çözüm yaratsın diye.
Ayağımıza eğer sadece krem sürmek yeterli gelmiyor ise gece sürülmesi tavsiye edilir. Çünkü ayak kremleri gece daha çok etkilidir, daha iyi tedavi edicidir.
Öncelikle kremi sürebiliriz (yoğun nemlendirici).
Daha sonra bir pamuklu çorap giyip, sürülen kremin daha derin olarak orada kalmasını sağlayabilliriz.
Eğer bu da etkili olmuyor ise bir poşet geçirebiliriz ya da bir streç bağlayabiliriz.
Poşet bağladığımızda çorapın üzerinden nemin orda kalmasını sağlayabiliriz. Ama terlemenin aşırı olmasını engelleriz.
Pamuklu çorap teri fazla emeceği için oranın nemli kalmasını sağlayacak ve vücudun kendi nemi ve teri ile orda daha derin nemlenmesini kremin daha da etkili olmasını sağlayacaktır. Bir diğer nokta topuğumuza gelen şokun azaltılması sağlamak lazım.
Bunun içinde topuğu yumuşak bastırıcı topukluklar kullanabiliriz.
Silikon topukluklar olabilir. Plastozat maddeden yapılmış topukluklar olabilir. Topuğu yumuşak basan topukluklar olabilir.
Mutlaka bunlardan bir tanesini kullanmak ayaklarımızı topuklarımızda oluşabilecek çatlaklıkları engelleyecektir.
Topuk Çatlakları Nasıl Önlenir?
Daha çok kuru ciltlerin problemi olan çatlaklar, topuk ve ayak tabanında görülür. Ayakları yıkadıktan sonra kurulamamak, yalınayak gezmek, küçük terlik giymek gibi nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar.
Her banyodan sonra ponzo taşıyla yumuşak hareketlerle ölü deriyi temizleyin. Çatlak bölgeleri, içeriğinde E vitamini ve jojoba yağı bulunan ayak kremleriyle gün boyu sık sık kremleyin. Çatlaklarınız kaybolana dek, sürekli çorap ve kapalı ayakkabı giyin.
Kışa girdiğimiz şu günlerde, çok sık karşılaştığımız topuk çatlamasını önleyici/tedavi edici formüller….
1. Gece yatarken topuklarınıza, ezilmiş bir aspirinle karıştırdığınız vazelini sürüp çorap giyebilirsiniz. Bu sorunu çözen bir yöntem ama uzun süreli kullanımda topuklarda sararmaya yol açıyor.
2. Soğuk suyun içine elma sirkesi koyup yarım saat bekletebilirsiniz.
3. Gül losyonu ile ayağınıza masaj yapmak hem topuklara hem de tırnaklara iyi geliyor.
4. Aynısafa çiçeğinden elde edilen krem, yağ ya da sarı kantoron yağı cildi yenileme özelliğinden dolayı topuklara çok iyi geliyor. Aktarlarda bulabilirsiniz.
5. Topuklarınıza zeytin yağı sürüp, masaj yaptıktan sonra, galoş giyin ve yaklaşık 2 saat bekletin. Ya da aynı işlemi gece yapıp galoşla uyuyun.
6. 1 yemek kaşığı limon, 1 yemek kaşığı gliserini karıştırıp kullanın.
7. Kakao yağı ya da acıbadem yağı da topuklara iyi gelen formüller arasında yer buluyor.
* % 100 doğaldır , kimyasal katkı yoktur
* Kafein içermez ,ayrıca içimi yumuşaktır
* Öksürüğe ve balgam sökmeye yardımcı olur
* Antiseptik özelliğine sahiptir ve nefes darlığına iyi gelir
* Üst solunum yolları rahatsızlıklarında ferahlatıcıdır
* Mide ağrılarını ve mide bulantısını önlemeye yardımcı olur
* Ayak terlemelerini önleme ve yaraları tedavi edici özelliği vardır
* Böbrek kumlarının dökülmesine yardımcı olur,
* Ses tellerine iyi gelir, mide ağrılarını dindirmeye yardımcı olur
* Kalp yetmezliği riskini azaltır, afrodizyak etkisi vardır,
* Bünyesindeki doğal Antep fıstığı yağı sayesinde yüksek E vitamini ve doymamış yağ asidi düzeyi ile kandaki kolesterolü düşürmeye ve kalp damar sertliğini önlemeye yardımcı olur
* Vücudu yaşlanmaya karşı koruyan antioksidan bileşenleri sayesinde kansere ve yaşlanmaya karşı koruyucu etkiye sahiptir
Oto aksesuar ürünler için birçok yerden fiyat isteyebilirsiniz ve karşılaştırma yapabilirsiniz. tikucuz.com sitesi ise en iyi fiyat garantisini otomobil malzemeleri konusunda vaat ediyor.
Oto Aksesuarları için tikucuz.Com
En uygun fiyatlar ve en hızlı gönderi ile ünlenmiş tikucuz.com İnternet alışveriş sitesi sizleri otomobil aksesuarları için adeta indirim yağmuruna tutuyor.
Teknolojik ürünlerin artmasıyla hayatımızı kolaylaştıracak pratik ürünlerde artmaktadır. Bugün araçlarımızda işlerimizi kolaylaştıracak ürünlerin satıldığı bir fırsat sitesi tavsiye edeceğim. Araç telefon tutuculardan tutunda çakmak girişli oto temizleyici, kaporta düzeltme aparatı, türkçe konuşmalı ses ikazlı park sensörü, universal araç ayna yağmur koruyucu gibi oto aksesuar ürünlerini en cazip fiyatlarla satın almanız mümkün. Üstelik hergün fırsata giren indirimli ürünleri ve özel günlerdeki hediye fırsatlarını da sahip olabilirsiniz.
Araç Aksesuarlarının Bulunduğu Fırsat Sitesi tikucuz.com
Ürünlerden örnek verecek olursak örneğin araç içi telefon tutucu gripgo ürünü ile araç kullanırken free hands, yani telefonunuzu aracınızın cam tarafına sabitleyerek elleriniz serbest bir şekilde telefon ile konuşabilirsiniz. Bu tip ürünler hem hayatta size pratiklik sağlayacağı gibi hem de araç kullanırken güvenliğinizi arttırarak daha güvenli bir sürüş sağlamaktadır.
Başka bir ürün olan Türkçe konuşmalı ses ikazlı park sensörü de , aracınızı park ederken sizle konuşur ve de daha güvenli bir park sistemini sizlere sunar. Üstelik tüm bu ürünler fiyat bakımından çok çok uygun olarak satışa sunulmaktadır.
Oto aksesuar ürünler için birçok yerden fiyat isteyebilirsiniz ve karşılaştırma yapabilirsiniz. tikucuz.com sitesi ise en iyi fiyat garantisini otomobil malzemeleri konusunda vaat ediyor.
Oto Aksesuarları için tikucuz.Com
En uygun fiyatlar ve en hızlı gönderi ile ünlenmiş tikucuz.com İnternet alışveriş sitesi sizleri otomobil aksesuarları için adeta indirim yağmuruna tutuyor.
Teknolojik ürünlerin artmasıyla hayatımızı kolaylaştıracak pratik ürünlerde artmaktadır. Bugün araçlarımızda işlerimizi kolaylaştıracak ürünlerin satıldığı bir fırsat sitesi tavsiye edeceğim. Araç telefon tutuculardan tutunda çakmak girişli oto temizleyici, kaporta düzeltme aparatı, türkçe konuşmalı ses ikazlı park sensörü, universal araç ayna yağmur koruyucu gibi oto aksesuar ürünlerini en cazip fiyatlarla satın almanız mümkün. Üstelik hergün fırsata giren indirimli ürünleri ve özel günlerdeki hediye fırsatlarını da sahip olabilirsiniz.
Araç Aksesuarlarının Bulunduğu Fırsat Sitesi tikucuz.com
Ürünlerden örnek verecek olursak örneğin araç içi telefon tutucu gripgo ürünü ile araç kullanırken free hands, yani telefonunuzu aracınızın cam tarafına sabitleyerek elleriniz serbest bir şekilde telefon ile konuşabilirsiniz. Bu tip ürünler hem hayatta size pratiklik sağlayacağı gibi hem de araç kullanırken güvenliğinizi arttırarak daha güvenli bir sürüş sağlamaktadır.
Başka bir ürün olan Türkçe konuşmalı ses ikazlı park sensörü de , aracınızı park ederken sizle konuşur ve de daha güvenli bir park sistemini sizlere sunar. Üstelik tüm bu ürünler fiyat bakımından çok çok uygun olarak satışa sunulmaktadır.
Oto aksesuar ürünler için birçok yerden fiyat isteyebilirsiniz ve karşılaştırma yapabilirsiniz. tikucuz.com sitesi ise en iyi fiyat garantisini otomobil malzemeleri konusunda vaat ediyor.
Ünlü Çek model Karolina Kurkova tatil için Türkiye'yi seçti... 32 yaşındaki Kurkova, çocukları, annesi ve babasıyla Bodrum'da geceleği bin 100 TL olan bir detoks kampına girdi. Gün boyu ailesiyle vakit geçiren ünlü model belli bir program dahilinde detoks ve yoga da yapıyor. Karolina Kurkova, Bodrum tatilinde çektiği pozlarını da Instagram sayfasından takipçileriyle paylaşıyor.
Bebek bekliyorsanız eminim pek çok bilgi ve tavsiye duyuyorsunuzdur. Bazıları doğru olabilir elbette ancak çoğunun nesilden nesle aktarılan saçmalıklardan ibaret olduğunu unutmayın..
Genleri kontrol edebilir misiniz?DNA, gelişim sırasında açılır ve kopyalanır. Bu işlem gerçekleşirken yaşadığınız şeyler -yedikleriniz, maruz kaldığınız toksinler gibi- bu fotokopi makinesinin düzgünce çalışmasını durdurabilir.
Hamilelik esnasında fit kalmanız çocuğunuzun genlerinin hayatı boyunca nasıl işleyeceğini önemli ölçüde etkiler. Ne yazık ki çoğu kadın embriyonal ve fetal dönemin ilk haftalarında sağlıklı bir aşama sağlama fırsatını kaybeder. Hamile kalma planlarınız yoksa bile basit adımlar atarak sağlığınızı düzeltebilir, böylece hamile kaldığınızda gelecekteki çocuğunuza en iyi başlangıcı sağlamış olursunuz.
İki kişilik mi yiyorsunuz?Hamilelikte çok fazla kilo alınması gebelik diyabeti gibi, fetüsün sağlığını tehdit edebilecek zorluklar getirir. İlk üç aylık dönemde normal beslenme programınıza fazladan günlük 100 kalori ekleyin. İkinci üç aylık dönemde bunu 250 kaloriye kadar çıkarabilirsiniz. Son üç aydaysa günlük fazladan 300 kalori tüketebilirsiniz.
Hangi cinsiyete hangi pozisyon?Bebeğin kız mı erkek mi olacağını belirleyen, kanıtlanmış bir cinsel ilişki şekli yok. Ama uzmanlar cinsel ilişki sonrası alınan pozisyonun hamile kalmaya yardımcı olduğuna katılıyor. Kalçayı 30 dakikalığına yükselterek yerçekiminin rahme ulaştırabildiği kadar çok sperm ulaştırmasını sağlayabilirsiniz.
Karnınızın şeklinden bebeğinizin cinsiyeti anlaşılabilir mi?Bir kadının gelişen bebeği karnında nasıl taşıdığı, kadının doğal yapısından etkilendiği kadar karın duvarı ve rahmin kuvvetinden, ceninin bulunduğu pozisyondan da etkilenir.
Elinizde bebeğinizin kız olduğuna dair ultrason görüntüleri olduğunda, inatla erkek bebeğiniz olacağını söyleyen otobüsteki yabancıya bunu kibarca açıklayın.
Günaydın! Bugün sizlere, son dönemde severek kullandığım ve performansını fiyatının kat kat üstünde bulduğum bir fırçadan bahsedeceğim. Uygun Fiyatlı Favoriler 2016 videomu izleyenler, bu fırça hakkındaki övgü dolu sözlerimi hatırlayacaklardır.
Her ne kadar videoda detaylarından bahsetmiş olsam da, düşüncelerimi yazıya dökmeden ve blog arşivime katmadan içim rahat etmezdi. Bu sebepten bugünün konusu Golden Rose markasına ait ilk ve tek fırçam olan Round Face Brush.
Hakkında söyleyeceğim olumsuz tek bir şey yok. Uygun fiyatlı, çok hafif, yumuşacık tüylü, kolay yıkanan, kolay kuruyan, kaliteli kıllara sahip olan bir fırça. Gerçekten kullandığım en yumuşak fırçalardan biri. Pudra, bronzer ve hatta allık uygulamak için kullanıyorum. En kısa sürede bir tane daha alıp fondoten için kullanmayı planlıyorum.
Uygun fiyatlı fırçalarda en takıntılı olduğum konu, yıkandıktan sonra bıraktıkları o garip koku. Bunda ne öyle bir durumla, ne de tüy dökme problemiyle karşılaşmadım. Üzerinde Golden Rose yerine pahalı bir markanın amblemi olsa inanırdım. Fiyatının o kadar üstünde başarısı bence.
Özellikle pudra, pudra formüllü fondoten ve bronzer uygulamak için uygun fiyatlı ve güzel bir fırça arıyorsanız, mutlaka bir şans vermelisiniz. Ben Golden Rose'un online satış sitesinden 14,90 TL'ye almıştım. İncelemek ve sipariş vermek için buraya tıklayabilirsiniz.
Siz bu markanın fırçalarını denediniz mi?
Sevgiler!
Hakkında söyleyeceğim olumsuz tek bir şey yok. Uygun fiyatlı, çok hafif, yumuşacık tüylü, kolay yıkanan, kolay kuruyan, kaliteli kıllara sahip olan bir fırça. Gerçekten kullandığım en yumuşak fırçalardan biri. Pudra, bronzer ve hatta allık uygulamak için kullanıyorum. En kısa sürede bir tane daha alıp fondoten için kullanmayı planlıyorum.
Uygun fiyatlı fırçalarda en takıntılı olduğum konu, yıkandıktan sonra bıraktıkları o garip koku. Bunda ne öyle bir durumla, ne de tüy dökme problemiyle karşılaşmadım. Üzerinde Golden Rose yerine pahalı bir markanın amblemi olsa inanırdım. Fiyatının o kadar üstünde başarısı bence.
Özellikle pudra, pudra formüllü fondoten ve bronzer uygulamak için uygun fiyatlı ve güzel bir fırça arıyorsanız, mutlaka bir şans vermelisiniz. Ben Golden Rose'un online satış sitesinden 14,90 TL'ye almıştım. İncelemek ve sipariş vermek için buraya tıklayabilirsiniz.
Siz bu markanın fırçalarını denediniz mi?
Sevgiler!
Günaydın! Yazmayalı epey zaman oldu. Malum, yaz sıcağında fazla makyaj yapılmıyor, yeni ürün deneyimlenmiyor ancak artık ufaktan geri dönebilirim bence. :)
İzlemeyenler için alışveriş videom burada, MAC 217 fırçaya bulduğum uygun fiyatlı muadil burada ve uygun fiyatlı favori ürünlerimden bahsettiğim videom ise şurada.
Görüşmek üzere, sevgiler. :)
Ayaklarınızın güzel görünmesi için bazı temel noktalara dikkat etmelisiniz. Ayak bakımının birinci ve en temel şartı ise pedikür yapmak. Pedikür, hem ölü hücre tabakasının atılımını hem de daha bakımlı ayaklara kavuşmanızı sağlar.
Pedikür ile ayaklarda oluşan nasır, çatlak, tırnak batması gibi sorunlardan kısa sürede kurtulabilirsiniz. Pedikürü bir salonda yaptırabileceğiniz gibi kendiniz de yapabilirsiniz. Ama doğru sırayı izlemek şart.
Pedikür önemli
İlk olarak ayaklarınızı sabunlu ılık suda yarım Saat kadar bekletin. Nemini aldıktan sonra, ayak törpüsüyle ölü derilerinizi alın. Bu işlemi birkaç kez tekrarlayın.
Daha sonra tırnak etlerinizi törpünün ucuyla geriye itin. Bir pens ya da tırnak makası yardımıyla etlerinizi dikkatlice kesebilirsiniz de. Tırnaklarınızı törpüyle şekillendirdikten sonra, parlak ve pembe bir görünüm alması için tırnak yüzeyi için özel olarak geliştirilmiş törpüyle törpüleyin.
Daha sonra, ayaklarınızın üst derisinin de pürüzsüz olması amacıyla ayaklar için özel olarak formüle edilmiş peeling kremi sürün. İyice ovaladıktan sonra yıkayın. Tırnak güçlendirici bir jel ya da cilanın ardından ojenizi sürerek pedikürünüzü tamamlayın.
Canlandırıcı ve besleyici öneriler
Kuruyan, çatlayan ve şişen ayaklarınız için arada bir özel bakımlar yapmak da yerinde olur. İşte size birkaç öneri: Ayaklarınızın sürekli şişmesinden rahatsız oluyorsanız, Bitki banyolarından yararlanabilirsiniz.
Bunun için, bir Litre suda iki avuç papatya ve bir adet Limon kabuğunu kaynatıp soğumaya bırakın. Ayaklarınızı bu suyun içinde yarım saat kadar bekletin. Şişlerin indiğini, ayak derinizin canlandığını göreceksiniz.
Kuruyan, pul pul ayrılan tırnaklarınız içinse, gliserinden faydalanabilirsiniz. Birkaç damla saf gliserinle eşit miktardaki limon suyunu karıştırın. Bu karışımı her Gün tırnaklarınıza sürün. Canlı, parlak ve sağlıklı tırnaklar için bundan daha iyi bir yol olamaz.
Soğuk parafin
İşte sağlıklı ve pürüzsüz ayaklara kavuşmanın başka bir yolu! Yumuşak ve bakımlı ayaklar için uygulanan özel yöntemin adı, soğuk parafin. Öncelikle ayaklara peeling uygulanarak ölü hücre tabakası atılımı sağlanıyor.
Daha sonra parafin sürülerek ayak paketleniyor ve 20 Dakika bekletiliyor. Açıldıktan sonra krem sürülüyor. Sonrasında pamuk gibi ayaklara sahip oluyorsunuz.
Ayak çatlakları için…
Daha çok kuru ciltlerin problemi olan çatlaklar, topuk ve ayak tabanında görülür. Ayakları yıkadıktan sonra kurulamamak, yalınayak gezmek, küçük terlik giymek gibi nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar.
Her banyodan sonra ponzo taşıyla yumuşak hareketlerle ölü deriyi temizleyin. Çatlak bölgeleri, içeriğinde E vitamini ve jojoba yağı bulunan ayak kremleriyle gün boyu sık sık kremleyin. Çatlaklarınız kaybolana dek, sürekli çorap ve kapalı ayakkabı giyin.
Nasırlarınız canınızı sıkmasın
Bütün kış ayaklarımız botların, çizmelerin içinde kaldı. Üstelik küçük ve yanlış ayakkabı seçiminden dolayı ayakların bazı yerlerinde sertleşmeler oluşur.
Açık ayakkabı ve terlikleri nasırlı ayaklarla giymek de hoş olmaz. Nasır size çok Ağrı vermiyorsa pedikür yaptırarak bu sorundan kurtulmanız mümkün. Ancak problem yaratıyorsa siz en iyisi özel nasır bakımları yaptırın. Yazı rahat karşılayın.
Oluşmasını önlemek için: Her banyodan sonra bolca krem sürün. Yumuşak derili ve geniş tabanlı ayakkabılar seçin. Eczanelerde satılan, küçük flaster ve solüsyonlardan yararlanın.
Kalıcı ojeler
Tırnaklarınızdaki ojelerin uzun süre dayanması için 3 öneri:
Doğru günü seçin
Tırnak bakımınızı yaptığınız gün oje sürmemeye özen gösterin. Özellikle tırnak etlerini ve kenarlarını temizlediğiniz gün bu işten kaçının. En iyisi oje sürme işini bir gün sonrasına bırakın.
Ojeyi doğru sürün
Öncelikle koruyucu bir baz kullanarak oje sürme işlemine başlayın. 5 dakika bekleyin. Arkasından ojeyi tek kat sürün ve ikinci katı sürdükten sonra yine 5 dakika bekleyin.
Ojeyi doğru kurutun
İyi kurumuş bir oje çok daha uzun dayanır. En son katı sürdükten sonra yaklaşık 30 dakika beklemenizde fayda var.
Ayaklarınızı süsleyin
Bütün bakımları tamamladıktan sonra sıra geldi süslemeye. Yazın ayaklar ojesiz olmaz. Yeni sezonda ağırlıklı renkler kırmızı ve pembe tonları moda. Bir de ayak süslemeleri çok moda. Tırnak küpeleri, çıkartmalar, süsleme boyaları bunlardan sadece birkaçı.
“Frech” (Öne beyaz şerit üzerine açık renk oje) ise her zaman temiz, bakımlı, güzel ayaklar için tercih edilebilir.
Pedikür ile ayaklarda oluşan nasır, çatlak, tırnak batması gibi sorunlardan kısa sürede kurtulabilirsiniz. Pedikürü bir salonda yaptırabileceğiniz gibi kendiniz de yapabilirsiniz. Ama doğru sırayı izlemek şart.
Pedikür önemli
İlk olarak ayaklarınızı sabunlu ılık suda yarım Saat kadar bekletin. Nemini aldıktan sonra, ayak törpüsüyle ölü derilerinizi alın. Bu işlemi birkaç kez tekrarlayın.
Daha sonra tırnak etlerinizi törpünün ucuyla geriye itin. Bir pens ya da tırnak makası yardımıyla etlerinizi dikkatlice kesebilirsiniz de. Tırnaklarınızı törpüyle şekillendirdikten sonra, parlak ve pembe bir görünüm alması için tırnak yüzeyi için özel olarak geliştirilmiş törpüyle törpüleyin.
Daha sonra, ayaklarınızın üst derisinin de pürüzsüz olması amacıyla ayaklar için özel olarak formüle edilmiş peeling kremi sürün. İyice ovaladıktan sonra yıkayın. Tırnak güçlendirici bir jel ya da cilanın ardından ojenizi sürerek pedikürünüzü tamamlayın.
Canlandırıcı ve besleyici öneriler
Kuruyan, çatlayan ve şişen ayaklarınız için arada bir özel bakımlar yapmak da yerinde olur. İşte size birkaç öneri: Ayaklarınızın sürekli şişmesinden rahatsız oluyorsanız, Bitki banyolarından yararlanabilirsiniz.
Bunun için, bir Litre suda iki avuç papatya ve bir adet Limon kabuğunu kaynatıp soğumaya bırakın. Ayaklarınızı bu suyun içinde yarım saat kadar bekletin. Şişlerin indiğini, ayak derinizin canlandığını göreceksiniz.
Kuruyan, pul pul ayrılan tırnaklarınız içinse, gliserinden faydalanabilirsiniz. Birkaç damla saf gliserinle eşit miktardaki limon suyunu karıştırın. Bu karışımı her Gün tırnaklarınıza sürün. Canlı, parlak ve sağlıklı tırnaklar için bundan daha iyi bir yol olamaz.
Soğuk parafin
İşte sağlıklı ve pürüzsüz ayaklara kavuşmanın başka bir yolu! Yumuşak ve bakımlı ayaklar için uygulanan özel yöntemin adı, soğuk parafin. Öncelikle ayaklara peeling uygulanarak ölü hücre tabakası atılımı sağlanıyor.
Daha sonra parafin sürülerek ayak paketleniyor ve 20 Dakika bekletiliyor. Açıldıktan sonra krem sürülüyor. Sonrasında pamuk gibi ayaklara sahip oluyorsunuz.
Ayak çatlakları için…
Daha çok kuru ciltlerin problemi olan çatlaklar, topuk ve ayak tabanında görülür. Ayakları yıkadıktan sonra kurulamamak, yalınayak gezmek, küçük terlik giymek gibi nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar.
Her banyodan sonra ponzo taşıyla yumuşak hareketlerle ölü deriyi temizleyin. Çatlak bölgeleri, içeriğinde E vitamini ve jojoba yağı bulunan ayak kremleriyle gün boyu sık sık kremleyin. Çatlaklarınız kaybolana dek, sürekli çorap ve kapalı ayakkabı giyin.
Nasırlarınız canınızı sıkmasın
Bütün kış ayaklarımız botların, çizmelerin içinde kaldı. Üstelik küçük ve yanlış ayakkabı seçiminden dolayı ayakların bazı yerlerinde sertleşmeler oluşur.
Açık ayakkabı ve terlikleri nasırlı ayaklarla giymek de hoş olmaz. Nasır size çok Ağrı vermiyorsa pedikür yaptırarak bu sorundan kurtulmanız mümkün. Ancak problem yaratıyorsa siz en iyisi özel nasır bakımları yaptırın. Yazı rahat karşılayın.
Oluşmasını önlemek için: Her banyodan sonra bolca krem sürün. Yumuşak derili ve geniş tabanlı ayakkabılar seçin. Eczanelerde satılan, küçük flaster ve solüsyonlardan yararlanın.
Kalıcı ojeler
Tırnaklarınızdaki ojelerin uzun süre dayanması için 3 öneri:
Doğru günü seçin
Tırnak bakımınızı yaptığınız gün oje sürmemeye özen gösterin. Özellikle tırnak etlerini ve kenarlarını temizlediğiniz gün bu işten kaçının. En iyisi oje sürme işini bir gün sonrasına bırakın.
Ojeyi doğru sürün
Öncelikle koruyucu bir baz kullanarak oje sürme işlemine başlayın. 5 dakika bekleyin. Arkasından ojeyi tek kat sürün ve ikinci katı sürdükten sonra yine 5 dakika bekleyin.
Ojeyi doğru kurutun
İyi kurumuş bir oje çok daha uzun dayanır. En son katı sürdükten sonra yaklaşık 30 dakika beklemenizde fayda var.
Ayaklarınızı süsleyin
Bütün bakımları tamamladıktan sonra sıra geldi süslemeye. Yazın ayaklar ojesiz olmaz. Yeni sezonda ağırlıklı renkler kırmızı ve pembe tonları moda. Bir de ayak süslemeleri çok moda. Tırnak küpeleri, çıkartmalar, süsleme boyaları bunlardan sadece birkaçı.
“Frech” (Öne beyaz şerit üzerine açık renk oje) ise her zaman temiz, bakımlı, güzel ayaklar için tercih edilebilir.