Önce Cüneyt Arkın'la Fahrettin Cüreklibatır'ı kesin çizgilerle birbirinden ayırmak lazım Fahrettin Cüreklibatır sıcakkanlı, samimi, duygulu, büyük acılar çekmiş – ve çekmekte olan – acıların olgunlaştırdığı bir genç adamdır. Buna mukabil Cüneyt Arkın, kendini Cüneyt Arkın'lığı ile hapsetmiştir, onunla çevrelemiştir. Arkın'ın hayat grafiğinde dikey ve düşey çizgilerin giriftliği, aslında bu «farklılaşmanın» olağan sonucudur. Burada, eskilerin «takdim tehir» dedikleri Bir şey yaptım. Sonda söyleneceği, başta...
- «Peş peşe üç filim çevireceğiz... İlkinde on altılık bir köylü dilberini, İkincide 24 yıl hapis yatan ihtiyar bir kadını canlandıracağım. Bu filim biter bitmez hemen bir salon komedisine başlıyoruz. O filimde de bir Arap prensesi oluyorum. Bence, bu filimlerin içinde en zoru da bu... Bakın, size kısaca konuyu anlatayım. Prenses Türkiye'ye gelir ve bir banka veznedarına aşık olur... Hoppa, şımarık bir kadındır......
İnanmak güzel şeydir... Kimi kendine, kimi gönül verdiğine, kimi annesine - babasına, kimi idealine inanır. Esen Püsküllü de doğacak çocuğunun erkek olacağına inanmış... Hatta ona daha şimdiden isim bile takmış... Evin içinde bir Ahmet'tir gidiyor! Ahmet aşağı, Ahmet yukarı... Geçenlerde annesi lafm gelişi sormuş: - «Esen en çok kimi seviyorsun. Kocanı mı, beni mi, babam mı?» diye. İlk çocuğunu bekleyen her genç kadın...
Bir kere kişinin akima takılmıya görsün eski günler, geçmişteki "parlak, renkli" yıllar... İşte ne olduysa Ferda Ferdağ'a bundan sonra olmuş... Bir tarihlerdeki fiziği akima geldikçe, eskiden etrafım çepeçevre saran erkekleri hatırladıkça başlamış kara kara düşünmeğe... bozmuş kendini... Ferda Ferdağ, yerli sinemanın soyunan kadını Sevda Ferdağ'ın ablası... Bundan yıllarca önce baş rollerde oynamış, Sarı Zambak, Beyaz Nehir gibi filmler çevirmiş ama o tarihlerde büyük...
Allah kuluna ''Yürü ya kulum'' demeye görsün, kimse tutamaz onu... Dün Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nun meteliksiz ve sillik ismi Kemal Sunal, bugün Yeşilçam'ın tartışmasız en büyük komedi kralı, en çok para kazanan aktörü olarak filmcileri peşinde koşturduğu gibi, birçoğunu da yalvartıyor. Suratıyla para kazanan ve suratının entresanlığı sayesinde öne kavuşan Kemal Sunal, öylesine büyüdü ki, bununla birlikte birkaç ay öncesine kadar aldığı 10 milyon...
Sarı saçları loş apliklerin ışığında pırıl pırıl parlıyor. İnce zayıf bir yüzü var. Karşılıklı oturmuş konuşuyoruz... Dışarıda yağmur serpeliyor. Gökyüzü Ankara'ya yine kasvetli bir gün daha yaşatıyor... Geçmişten bahsediyoruz. Ankara seyircinsinden, istikbalde yapacağı işlerden... Sonra sinemadan... Genç kadın birdenbire irkiliyor ve «Filim çevirmek benim için artık çok uzaklarda kaldı,» diyor. «Ancak aç kalırsam dönerim. Nefret ediyorum sinemadan» diye adeta haykırıyor. Bunları söyleyen bir...